Doctor's Search

Kategori: Dr. Fahri Karson

1 Temmuz 2023

Sağlıklı beslenebilmek adına haziran ayı sebze ve meyvelerine birlikte bakalım. Sebzelerden bizleri biber, mısır, kabak, bamya, bezelye, patlıcan, domates, salatalık, semizotu, barbunya, yeşil fasulye karşılarken meyvelerden ise kiraz, üzüm, vişne, kayısı, şeftali, kavun, karpuz, kırmızı erik karşılıyor.

Mısır: Zengin bir folik asit ve lif kaynağıdır. İçeriğinde ki lif bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Yüksek şeker oranına sahip olduğu için kan şekerini hızlı yükseltir. Diyabet hastaları acısından kontrollü tüketilmesi gerekmektedir.

Patlıcan: Yüksek lif içeriği kolan kanserine karşı koruyucu etki sağlar ve düşük potasyum içeriğine sahip olması tansiyon ve böbrek hastaları için kolaylıkla tüketilebilmektedir.

Barbunya: İçeriğinde bulunan çeşitli flavonoidler sayesinde kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, obezite gibi birçok hastalığın önlenmesine fayda sağlamaktadır. Pişirilmiş barbunya çiğ haline göre daha güçlü antioksidan özellik göstermektedir.

Üzüm: İçeriğinde bulunan resveratrol kalp damarlarının tıkanmasını engelleyerek kalp sağlığını koruyucu etki sağlar. Glisemik indeksi yüksek bir meyve olduğu için diyabet hastalarının kontrollü tüketmesi gerekmektedir.

Kavun: İçeriğinde ki zengin C vitamini bağışıklık sistemini güçlendirir. A vitamini ve beta-karoten içeriği sayesinde göz sağlığının korunmasında, kollejen oluşumunu arttırıcı etkisi ise cilt sağlığı açısından önemlidir. Glisemik indeksi yüksek bir meyve olduğu için diyabet hastalarının kontrollü tüketmesi gerekmektedir.

4 Nisan 2015

Okula devam etmemeyi istemek başka sey okula devam edememek başka şeydir. İlkinde çocuk ya da ergen okulu sıkıcı bulmakta ya da okumayı ve okulu sevmediğini söylemektedir. İkincisinde imkansızlıklar ya da baskılar nedeni ile çocuk ya da ergen okula gidememektedir. Benzer şekillerde de üniversite öğrencileri de üniversite hayatlarını sürdürememektedir.

Okul korkuları nasıl ki bir ruhsal rahatsızlık ise okulu sıkıcı bulmak ya da okulu istememekte büyük oranda bir ruhsal rahatsızlık belirtisidir.

Okula devamı zorlaştıran ruhsal rahatsızlıklar ağırlıkla hiperaktivite rahatsızlığı, depresyon hastalığı, manik depresif hastalık ve sosyal fobi olarak bilinen hastalıklardır.

Hiperaktivite (aşırı hareketlilik) olarak bilinen rahatsızlıkta yerinde duramama ve enerjiyi odaklayamama sorunu nedeni ile öğrenciler sorumluluklarını yerine getiremezler. Sürekli hareket halinde olmak zorunda hissetmeleri sınırlandırmalara karsi gerginleşmelerine neden olur. Plan ve program dahilinde hareket etmelerini güçleştirir. Engellemelere karşı tahammülsüz olmalarına yol acar. Okul yasamı bu çocuk ya da erişkinler için çok sikici bir yere dönüşür. Okulu sikici bulduklarını ve sevmediklerini ifade ederler. Gerçekte ise okul hiperaktivite rahatsızlığı olan çocuklar için bir hapishaneden farksızdır. Baskı altında gibi hissederler kendilerini.

Depresyon hastalığında okula karşı isteksizliğin yansıra genel bir isteksizlikte vardır. Depresyon hastalığı gün içinde değişik saatlerde yaşanabilmektedir. Bir grup çocuk ya da ergende hastalık sabah ile öğlen arasında sürerken bir grup çocukta ise öğlen ya da aksam saatlerinde sürmektedir. Depresyon hastalığı olan öğrenciler sabah kalkmakta güçlük çekmektedirler. Uykularını alamadığı hissini yasamakta ya da sabahları yorgun kalkıp kendilerini gelmekte güçlük çekmekten yakınmaktadırlar. Sabah depresyonlarında isteksizliğin yani sıra ani çıkışlar ve öfkelenmelerde yaşanabilmektedir. Sabahları olabilen iştahsızlık ve gergin davranışlar da depresyon hastalığı belirtileri arasındadır. Sabah depresyonu yasayan öğrenciler sabahları okula gitmek istememektedirler.

Depresyon hastalığı öğlen saatlerinde olan öğrenciler ise bulundukları yer her neresi ise oradan uzaklaşmak istediklerinden okulu kırarlar. Ya dışarıda zaman geçirir ya da eve gelirler.

Depresyon hastalığını aksam ya da gece yasayan öğrenciler aksam eve geldiklerinde ders çalışmak istemeyebilirler.

Manik depresif hastalık olarak bilinen hastalığın değişik tipleri vardır. Bu tiplerden bazılarında hipomanik ataklar bilinen donemler vardır. Bu dönemlerde bir enerji artışı ve hareketlilik, isteklerde ısrarcılık, sürekli bir şeyler anlatma, söz kesme davranışları, hesapsız davranışlar gözlenir. Bu donemde ders çalışma isteğinde artış olabileceği gibi tam zıddı bir bicimde enerjiyi denetleyememe sonucu oyuna ya da bos vakit geçirip eğlenmeye odaklı bir hareketlilik söz konusu olabilir. Bu nedenle de okul sikici bir yere dönüşür.

Sosyal fobi de ise topluluklar içinde ve karşısında yaşanan huzursuzluk ya da sıkıntılı durum kişiyi bu türden kalabalıklardan uzaklaştırmaya yitmektedir. Hal böyle olunca sosyal fobik öğrencide bu huzursuzluğa katlanmak istemediği için okula gitmek istemeyebilecektir.

Ruhsal rahatsızlıklar genetik kökenli rahatsızlıklardır. Ve hayatin bir anında eğitimi , isi, ilişkileri ve hayat kalitesini etkileyecek hale gelebilmektedirler. Yasla birlikte artabilmekte ya da karakter değiştirebilmektedir. Sorunlar belirginleşmekte ya da daha önceden var olmayan yeni ve rahatsız edici davranışlar ortaya çıkabilmektedir.

Ruhsal hastalıklar tedavi edilebilen rahatsızlıklardır. Bu nedenle okula karsı isteksizlik ya da ilgi kaybı başladığında buna neden olan hastalığın tedavisi okula devamı sağlayacaktır.